Türk milletinin varoluş mücadelesi verdiği Millî Mücadelemizi yürüten kahraman ve gazi Meclisimizin açılışının 94. Yıldönümünde Başbakanlık, 1915 olaylarının yol açtığı sonuçlardan dolayı o hadiselerde hayatlarını kaybeden Ermenilerin torunlarına bir taziye mesajı yayınlamıştır.
Bu mesajın muhtevası bir yana, 23 Nisan günü yayınlanmış olması haklı tepkilere yol açmıştır. Türk milletinin varlığına kasteden emperyalist güçlerle işbirliği içinde, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devletini arkadan hançerleyen Taşnak ve Hınçak çetelerinin sebebiyet verdiği tehcirin olumsuz sonuçlarının sorumluluğunu ecdadımıza yüklemek, “incitme yazıktır atanı” diye haykıran İstiklal Marşı şairinin kemiklerini sızlatmıştır.
Tarihte devletler arasında ebedî dostlukların ya da düşmanlıkların olmadığı apaçık bir hakikat olmakla birlikte, geçmişten geleceğe uzanan millî bir siyaseti olmayan devletlerin ayakta kalamayacağı da bir başka gerçektir.
Şurası açık ki, 23 Nisan açıklaması, önümüzdeki yıl, sözde soykırımdan dolayı Türk milletinin özür dilemesi, Türk devletinin soykırımı tanıması yolunda atılan bir adım olarak değerlendirilecektir. Türk milletini idare edenlerin bunu idrakten yoksun olduklarını düşünmek dahi istemiyoruz.
Kafkas sürgünlerinden, 93 Harbi mağdurlarına, Girit’ten Balkan ve Birinci Cihan harbi sırasında yurtlarından edilen ve katliamlara maruz kalan milyonlarca Müslüman Türk’e varıncaya kadar bizim ecdadımızın acılarına asla ortak olmayanlardan Türk milleti adına hiç kimse özür dileyemez. Ecdadımızı soykırımcı olarak suçlayacak kapıların aralanmasına kesinlikle karşıyız.
Kıbrıs meselesi ve etnik bölücülük meselesinde olduğu gibi bu açıklama da çözüm adı altında Türk devletinin bekasını tehlike altına sokacak mayınları bünyesinde barındırmaktadır. Unutulmasın ki, Türklüğün düşmanlarını tavizlerle yatıştırma siyasetinin sonu her zaman hüsran olmuştur.
Biz şehit oğluyuz, atalarımızın incitilmesine asla müsaade etmeyeceğiz.