10 Aralık 2016 Cumartesi akşamı İstanbul Beşiktaş’ta Türkiye ve Türklük düşmanı odakların tezgâhladığı, aşağılık teröristlerin icra ettiği alçakça ve haince terör eyleminde 30’u polis 7’si sivil, bir kişi de kimliği tespit edilememiş olmak üzere toplam 38 yurttaşımız şehadet şerbetini içti. 14’ü yoğun bakımda olmak üzere 155 yaralımız var. Şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Saldırının binlerce kişinin izlediği bir futbol karşılaşmasının kısa bir süre sonrasında, stadın hemen yakınında gerçekleşmesi, taraftar gruplarının dakikalar öncesinde o alandan ayrılmış olması belki de yüzlerce vatandaşımızın hayatını kaybedeceği bir faciayı kıl payı atlattığımızı işaret ediyor. Bu durum güvenlik açısından üzerine ciddi değerlendirmeler yapılması gereken bir hadisedir.
On yıllardır kadim medeniyet coğrafyamız üzerinde uğursuz planlarını uygulamaya koyan ve Müslümanların kanları ve kaynakları üzerinde kirli ve aşağılık bir paylaşım savaşı yürüten güçlerin hedefinde bin yıldır bu coğrafyanın hâkimi ve hâdimi olan büyük Türk milleti ve Türk devleti var.
Türk milleti olarak bu alçak saldırının arkasındakilerin döktükleri timsah gözyaşlarını fark etmemizi sağlayan köklü bir tarihe sahibiz. Türkiye’yi kendi küresel tasavvurlarına hizmet ettirmek için ellerinden geleni artlarına koymamalarına şaşırmayacağız. Bunu bilerek geleceğe yürümek için kendi içimizdeki çelişki ve ihtilâfları gidermeye, birlik ve beraberlik içinde beka mücadelesi vermeye mecburuz.
Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere ülkeyi yönetenlerin her türlü iç siyasî mülahazanın dışında bu beka mücadelesine odaklanması tarihî bir sorumluluktur. Ülkenin ve çevremizin içinden geçtiği bu badireye rağmen enerjimizi iç çekişmelere ve gereksiz tartışmalara harcamak lüksüne sahip değiliz. Ortak aklı, istişare mekanizmasını sonuna kadar işletmeliyiz. PKK, PYD, YPG, IŞİD, DHKP-C, FETÖ, hangisi olursa olsun bütün terör örgütleriyle kararlı bir şekilde mücadelenin sadece teröristle değil onların arkasındaki güçlerle ve organizasyonlarla mücadele olduğunun şuuruyla topyekûn bir seferberlik ilan etmeliyiz.
Tekrar hatırlatıyoruz:
Gün, Türkiye’yi zayıflatmak, bölgede etkisizleştirmek ve gerekirse bunun için bölmek için elinden geleni ardına koymayan sözde müttefik ve dostlara karşı uyanık olmak, birlik olmak günüdür.
Bu badireden kurtuluşun yolu da akıl ve bilgiyle hareket etmek; devlet yönetiminde adaleti, emaneti ehline vermeyi ve istişareyi hâkim kılmaktır.
Şehitlerimizin kanının yerde kalmaması için herkes sorumluluğunun gereğini hakkıyla ifa etmek zorundadır.
Allah milletimizin yâr ve yardımcısı olsun. Şühedanın kanı yerde kalmasın.