Irak ve Suriye’de ABD önderliği ve planlamasıyla başlatılan parçalanma süreci yeni bir aşamaya gelmiş görünmektedir. 1991’den beri Irak’ın kuzeyinde koruma altına alınıp büyütülen yönetim, artık bağımsızlık ilanından dem vuruyor. O günden bu yana Türk devletini yönetenlerin de ihmal ve hatta desteğiyle bugünlere gelindi. Tarihî Türk şehri Erbil başkent yapıldı, şimdi de Kerkük’e bezlerini astılar. Barzani’nin Türkiye ziyaretinde şanlı bayrağımızla birlikte göndere çekilen bez parçasına karşı gösterilen müsamahanın azdırdığı Kuzey Irak yönetimi Türk şehri Kerkük’te Türkçeyi evlere hapsetme yoluna girdi.
Diğer tarafta, PKK uzantılarının, Suriye’nin kuzeyinde tamamlamaya çalıştıkları terör koridoruna Fırat Kalkanı ile cevap verdik ama Menbiç’teki ilerlemelerine set çekilemedi. Sözde en büyük müttefikimiz de, ona karşı yaklaşmaya çalıştığımız kuzey komşumuz(!) da PKK uzantısına desteklerini açıkça gösterdiler. Boş laf yerine Süleyman Şah türbesinin bulunduğu ve resmen Türk toprağı olan bölgeyi emniyet altına almak için bir harekât yapmak aklımıza gelmedi. Hatay’a komşu Afrin’deki yapıyı oradan söküp atmadık. Sonunda orası da Ruslar tarafından korumaya alındı.
Suriye ve Irak’ta bin yıllık Türk varlığı tehdit altındadır. Türkmeneli coğrafyasının silinmesi karşısında tarihî sorumluluğunu yerine getiremeyecek olanlar Türk milletinin ve tarihin huzurunda vebal altındadırlar. Beka meselesinin vurgulayarak sistem değişikliği cihetine giden yöneticilerimiz ve siyasilerimiz bekamıza asıl tehdidin geldiği bu coğrafyadaki gelişmelere odaklanmak zorundadırlar. Bu büyük tehdit karşısında yekvücut olmamız gereken bir zamanda talihsiz ve yanlış bir adımla toplum yine ikiye bölündü. Kerkük’te yaratılmak istenen oldu-bittiye karşı cılız birkaç ses dışında ciddi bir tepki yok. Kerkük hangi hesaplara kurban ediliyor, bilmek istiyoruz. Türkmeneli lideri Erşat Salihi’nin çığlıkları doğru dürüst karşılık bulamıyor.
Türk Ocakları olarak yetkili ve sorumluları göreve davet ediyoruz: Türk Devleti Kuzey Irak yönetimine ve Irak hükümetine bölgeyle ilgili kesin ve net tavrını açıkça bildirmelidir. Kerkük’te Kuzey Irak yönetiminin bezinin resmi dairelere asılması kararı bardağı taşırmıştır. Dışişleri Bakanlığı bu oldu-bitti karşısında itidal çağrısı veya endişe belirtme dışında daha kararlı ve sert bir uyarıda bulunmalıdır. Türkmen varlığının silinmesi istikametindeki adımlara dur demelidir. Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü varlığını destekleyen devletlere karşı da net ve açık bir duruş ortaya konulmalıdır. Bu yapıldığı takdirde Türk milleti bir bütün olarak bu gailenin üstesinden gelinmesi için üzerine düşeni yapacaktır. Beka meselesinin özü buradadır. Türkiye’nin güvenliği ve bütünlüğü Kerkük’ten, Telafer’den, Tuzhurmatu’dan, Suriye’nin kuzeyinden, Bayır Bucak’tan geçer. Türkmeneli’ndeki Türk varlığının korunması hem insanî hem de millî bir vazifedir.
Türk Ocakları olarak her zaman Irak ve Suriye’deki kardeşlerimizin yanındayız.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.