Türklerde Devlet ve Medeniyet Algısı (100. Yıl Sohbetleri)
Prof. Dr. Azmi Özcan
Bilecik Üniversitesi Rektörü
Türk Ocaklarının 2012-2013 100.yıl konferansları 5 Ekim 2012 Cuma günü saat 18:00'de T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan’ın “Türklerde Devlet ve Medeniyet Algısı” başlıklı konferans ile başladı.
Konferans ikinci başkan Atilla Yayım'ın takdimi ile başladı ve başkanımız Cezmi Bayram'ın idaresinde devam etti. Atilla Yayım, ocağımızın tarihi vazifesini hatırlatarak ülkemizin içinde bulunduğu zor günlerden çıkışının yükünün yine omuzlarımızda olduğunu söyledi. Açılış konuşmasını Yahya Kemal’den “Açık Deniz” adlı şiiriyle bitirirken, bizim de bir Fatihâne zaana kapılmamızı temenni etti.
Cezmi Bayram Türk Ocaklarının yüzüncü yılının devam ettiği şu günlerde gayesinin ilk kurulduğu günden farklı olması gerektiğini çünkü o dönemki zor şartların geride kaldığını vurguladı. Dün zor durumda kalan bir imparatorluğu kurtarmak için canhıraş mücadele eden Türk Ocakları'nın hızla büyüyen yeni Türkiye’de bu yüzyılda yeni bir “medeniyet tasavvuru” oluşturmak olduğu söyledi. Bunu yaparken gereken şeyin bir seferberlik hâli olduğunu ve bu ülküyü gerçekleştirecek unsurun sosyal bilimlerde gelişmek olduğunu sözlerine ekleyen Cezmi Bayram sözü konuşmacı Azmi Özcan'a bıraktı.
Azmi Özcan, sözlerine “Dünya üzerindeki en büyük saadet hiçliğin farkında olmaktır” diyerek başladı.Ardından başlık içindeki kavramalara dair açıklamalar ile konuşmanın geçeceği zemini hazırladı.Tarih kavramını açıklarken başlığımıza bir atıfla “Batı'nın doğurduğu medeniyetin tarihçileri, sizin tarihinizi yazarken kendi medeniyetlerinin merkezinde olan savaştan ve yıkımlardan bahsederler. İlim ve irfan üzerine kurulu bir deryayı görmeleri pek de mümkün değildir.” ifadesini kullandı. Ardından devletin iki medeniyetteki yerinden söz etti. Medeniyetimizin esasının , devlet-i ebed müdded olduğunu ve yapısı itibari ile insana hizmeti öne koyduğunu ve aslî gayesinin çile anlamında değil, “varlığa hizmet, yaratılışına muvafık muamelenin yükünü vicdanında hissetmek” anlamında ızdırap olduğunu söylerken batının devlet itici gücünü “ihtiras” larak tanımladı.
Sonrasında bu devlet felsefelerini incelemek isteyen gençlere öncelikle Orhun Abideleri'ni ardından da Kutadgu Bilig'i okumamız gerektiğini Ayrıca bizim bugünkü hassasiyetlerimizin ve
endişelerimizin benzerlerinin Yusuf Has Hacip tarafından kendi çağı için de dile getirildiğini belirterek ümitvar olmamız gerektiğini ekledi. Devlet felsefemizin gayesinin her zaman aynı olduğunu bu yüzden farklı devletler sayılamayacağını belirten Azmi Özcan, Karahanlılar'daki “Hıfz-ı asâyiş-i bilad” gayesinin sonraki dönemde Osmanlılar'da Nizam-ı Âlem fikri ile yeniden vücud buluduğunu ifade etti. Ayrıca Orhun Abidelerinde'de aynı ifadeye “Tanrı mavi göğü ve kara yeri yarattı, ardından Türk Kağanı'nı insanlardan sorumlu kıldı.” şeklinde rastlandığını ekledi. Bu ifadedeki cihan hakimiyeti gayesinin bir sorumluluk içerdiğini ve Batı’nın sömürgeci gayeleri ile bir tutulamayacağını söyledi.
Son olarak bizim medeniyet algımızın dört sacayak üstüne oturduğunu bunların ilim, irfan, siyaset ve sanattan oluştuğunu ekleyen hocamız bu başlıkları tek tek açarak kurulacak medeniyetin ipuçlarının yine buradan çıkartılması gerektiğini söylerek konuşmasını noktaladı.