İslamiyeti kabul etmiş olan bütün medeniyetler için algı olarak Mekke ve Medine çok önemlidir. bu iki şehir kültürel anlamda İslam dünyasını yönlendirmeye devam ettiler.İslam Devleti'nin başkentinin değiştiği dönemlerde dahi. Siyasi anlamda tesirleri azalmış olsa da tarih boyunca belirleyici olmuşlardır.


Türkleri Mekke ve Medine de görmeye başlamamız ise ilk önce Hz. Ömer zamanında islamiyetle tanışmaya başlamaları ile gerçekleşmektedir. Ancak tam anlamıyla sıcak ilişkiler Ömer İbni Abdülaziz dönemidir. Ömer İbni Abdülaziz bir gayri müslim müslüman olduktan sonra ondan cizye alınmaz diyor. Çünkü Emeviler döneminde Arap olmayan müslümanlardan da cizye alınmaktaydı. Bu dönemden sonra Türkler İslam kültürünü tanımaya başlıyorlar ve müslüman oluyorlar. Mekke ve Medine de ik defa Türkleri görmeye başlamamız ise buradaki Abbasi gücüne karşı olanları bastırmak için Türk Komutanların gönderilmesidir. Mekke de Tariki Mekke Valiliği kuruluyor. Bu valiliğin iki önemli görevi var. Birincisi haç yollarının güvenliğinin sağlanması ikincisi ise haccın güvenlik içinde yapılmasının sağlanmasıdır. Bunlar sağlanmazsa devletin meşruiyeti tam olarak sağlanmış sayılmıyordu. Bu göreve de Türk Komutanlar tarafından sağlanıyordu. Türkler bu şekilde Mekke ve Medine şehirleriyle tanışmış oluyorlar.