Türk milleti olarak terör örgütlerinin ve destekçilerinin yoğun saldırılarına maruz kaldığımız bir yılı geride bıraktığımız yılbaşı gecesinde, İstanbul’da bir eğlence mekânında 39 kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan vahşi bir katliam meydana geldi. Şehit polisimize ve katliamda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Yıllardır etrafımızda cereyan eden ve bizi derinden etkileyen örtülü bir savaşın içindeyiz. Küresel güçlerin coğrafyamızı yeniden tanzim etmek için yürütttükleri mücadele, bu coğrafyayı kan gölüne, yangın yerine çevirdi. Onların alçak taşeronları olan terör örgütlerinin Türk milletini bölmek ve Türk devletini zaafa uğratmak için ellerinden geleni artlarına koymayacaklarını biliyoruz.
Bu hain odaklara ve planlarına karşı milletçe birlik içinde olmalıyız. Etnikçi, mezhepçi dil ve üsluptan kesinlikle kaçınmalı; hayat tarzları üzerinden yürütülecek fitnelere karşı da dikkatli olmak zorundayız. Bu olayın üzerinden saatler geçmeden sosyal medyada -bir kısmı yakın zamana kadar devlet televizyonunda programlar yapan- bazı sözde aydınların yaptıkları kışkırtıcı paylaşımlar tam da Türkiye’ye bu tuzağı kuranların ekmeğine yağ sürmektedir. Eylemin, hayat tarzı görüntüsü altında, tıpkı öncekiler gibi doğrudan doğruya Türk milletine, Türk devletine ve Türk demokrasisine yönelik hain bir saldırı olduğu apaçık bir gerçektir.
Ülkemizin karşı karşıya olduğu bu tehdit karşısında devlet ve millet olarak farklılıklarımızla birlikte kenetlenmeliyiz. IŞİD, PKK, DHKP-C, FETÖ ve benzeri terör örgütleri ile bunların iplerini ellerinde tutanlara karşı asla yılgınlığa ve ümitsizliğe düşmeden mücadelemize devam etmeliyiz. Unutmayalım ki Türkiye bir süredir alçakça bir saldırı altındadır.
15 Temmuz’daki darbe girişimine karşı yekvücut olan milletimizin yeniden bu ruhu tahkim etmesi için başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Meclisteki üç siyasî partimizin yöneticilerine, meslek kuruluşları ve STK’lara, medyaya düşen görev; bu birlik ruhuna halel getirecek tavır ve söylemlerden uzak, bu kritik dönemi birlik içinde atlatmak hedefine kilitlenmektir. Devletimiz bütün unsurlarıyla birlikte istişare, adalet, ehliyet ve liyakat ilkeleri çerçevesinde silkinerek millî birliği tahkim edici bir stratejiyi hayata geçirmelidir.
Türk milleti olarak her türlü bölücü fitneye, bizi Alevi-Sünni, dindar-laik, Türk-Kürt diye bölmeye çalışanlara karşı sarsılmaz bir inançla mücadeleye devam edeceğiz. Hainler eninde sonunda hüsrana uğrayacaktır.
Türk milletinin ve Türkiye’nin düşmanları bilmelidir ki, Türk milleti bu hainlikleri unutmayacak ve affetmeyecektir.